TVHB: Sokak hayvanları düzenlemesi hayvan ölümlerini artırıyor
(ANKARA) – Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB), sokak hayvanları düzenlemesinin yürürlüğe girmesiyle birlikte artan hayvan ölümlerine ilişkin açıklama yaptı. Açıklamada, “Sahipsiz hayvanların sahibi devlettir. Devlet insanı ve çevreyi koruduğu gibi çevrenin unsurlarından olan sahipsiz hayvanlar başta olmak üzere tüm hayvanları korumak ile de mükelleftir” denildi.
Sokakta yaşayan hayvanların öldürülmesinin önünü açan yasa değişikliği sonrası Türkiye genelinde hayvan ölümlerinde artış yaşanmasına dair Türk Veteriner Hekimleri Birliği (TVHB) yazılı bir basın açıklaması yaptı. “Hayvanlara karşı uygulanan şiddet suçtur ve durdurulmalıdır” çağrısı yapan TVHB’nin açıklamasında, “Kanun değişikliğinin kabulü ile giderek artan hayvana şiddet sarmalı, Anayasa’nın 56. Maddesi ile teminat altına alınan “Herkesin, sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşama hakkının” korunmasına da zarar verir hale gelmiştir” ifadelerine yer verildi.
TVHP’nin açıklaması şöyle:
“Hayvanları Koruma Kanunu’nun değişen maddeleri hayvanlara karşı işlenen suçlar ve haksız eylemler için cezaları değiştirmemiştir. 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu Adli Cezalar başlığı altında 28/A maddesinde sahipli veya sahipsiz hayvanlara karşı işlenen suçlara karşı belirtilmiş cezalar geçerliliğini korumaktadır. Buna göre sahipsiz bir hayvanı kasten öldürmek, işkence etmek, acımasız ve zalimce muamelede bulunmak, hayvan dövüştürmek ve bir hayvana cinsel saldırıda bulunmak hapis cezası ile cezalandırılan fiillerdir. Bu suçların birden fazla hayvana karşı aynı anda işlendiğinde verilecek cezanın yarı oranında artırılması hükmü 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda korunmuştur. Ayrıca bu fiillere azmettirenler de Türk Ceza Kanun’un 38. Maddesi uyarınca cezai yönden sorumlu olacaktır.
“Kanunda geçen ötanazi tıbbi gereklilik getiren sınırlı durumlar içindir”
5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda sahipsiz hayvanların popülasyon kontrolü için öldürülme ve itlaf edilmesi hükmü ve yetkisi yoktur. Kanun değişikliği ile atıf yapılan, 5996 sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanununun 9/3 maddesi hayvanlara ötanazi yapmayı yasaklamış ve ötanazi yapılabilecek durumları da kısıtlamıştır. Ötanazi gerektiren durumların da somut olarak ortaya konması gerekmektedir. Kanunda geçen ötanazi, sahipsiz hayvan popülasyon kontrolü, öldürme veya öldürme yetkisini tanımlamak için değil, tıbbi gereklilik getiren sınırlı durumlar içindir.
Devlet hem insanları hem de en insancıl ve bilimsel yollar ile hayvanları korumak ve bilhassa sahipsiz hayvanlara karşı işlenen suçlarda gereken önlemleri almak ve hayvanlara karşı suç işleyenleri etkili bir şekilde cezalandırarak kamuoyunun sağlıklı ve dengeli bir çevrede yaşam hakkını korumak, hukuka güvenini temin etmek ve adaleti sağlamak ile görevlidir.
“Bu kanun daha fazla toplumsal barışı, sağlığı ve huzuru bozmadan derhal geri çekilmelidir”
Sahipsiz hayvanların sahibi devlettir. Devlet insanı ve çevreyi koruduğu gibi çevrenin unsurlarından olan sahipsiz hayvanlar başta olmak üzere tüm hayvanları korumak ile de mükelleftir. Kamu gücünü kullanarak hayvanlara kötü davranmak hukuka aykırıdır ve aynı zamanda devlet kamu gücü ile hayvanlara kötü davrananları engellemek ile de görevlidir. Bunun için; hayvanlara karşı işlenen suçların etkili ve caydırıcı şekilde cezalandırılması, hayvanlara karşı şiddetin engellenmesi, 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişikliklerin ‘Hiç kimseye hayvanlara eziyet etme, işkence etme ve öldürme yetkisi vermediği’, bunları yapanlar için hapis cezasının olduğu topluma anlatılmalıdır. Bununla birlikte 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’nda yapılan değişiklik ile birlikte sahipsiz hayvan popülasyonu için bilimden uzak, muğlak ifadeler içeren hayvan sağlığı ve refahı ile bağdaşmayan bu kanun daha fazla toplumsal barışı, sağlığı ve huzuru bozmadan derhal geri çekilmelidir. 2004 yılında yürürlüğe giren ve uygulanmayan Hayvanları Koruma Kanunu’nun uygulanması için gereken adımlar atılmalı, toplumun güvenliği, hayvanların sağlığı ve refahını gözeterek yakalama, kısırlaştırma, aşılama, yerinde yaşatma ile birlikte üretimin, kaçakçılığın ve satışın engellenmesi için hiç beklenmeden çalışmalara başlanmalıdır.”